"Ümmetimin son dönemlerinde giyimli, fakat çıplak birtakım kadınlar olacaktır. Bunların başlarının üstü deve hörgücü gibi bulunacaktır. Ancak onlar cennete giremez, cennetin kokusunu bile alamazlar." (Ebu Davud Libas 125, Cennet 52)

Tesettürlü Kardeşlerimize Bir Mektup da Bizden
Türkiye'de tesettürün şekli ile ilgili gerçekten kötüye bir gidiş var.Ancak bu kötü gidişata seyirci kalamayız.Çünkü nasıl ki bu 5 senede buraya geldiysek, 5 sene sonra kimbilir örtünme modası ne hale gelecek.>>>

22 Mart 2008 Cumartesi

Haremlik Ortamların Yok Edilmesinin Zararı:Örtünmede Zaaf



Belki siz de yaşamışsınızdır. Bazen bir ürünü o kadar beğeniyorum ki gidip kabinde denemekten kendimi alamıyorum. İşte bu denemelerimden birinde,bunu alsam nerde giyerim,nerde giyerim diye düşünürken farkettim ki biz yeni dönem türk müslüman şehirli genç kızları -biliyorum çok uzun oldu ama kast ettiğim grup bu- haremlik ortamlarımızı yitirmişiz veya dönüştürmüşüz. Bununla neyi kast ediyorum?

Eski dönemin hayatını bir düşünelim.eskiden kadınların kendi ev hayatları bir de dışarıda gittikleri ortamlar vardı.Ancak dışarıdaki ortamları da genel düzen İslama göre düzenlendiğinden haremlikti.Yani kadınlar helal ortamlarda bulunuyorlar,buralarda uzun vakit geçiriyorlar,doğal olarak da dışörtülerini çıkarıyorlardı.İçlerine de güzel,kadın ruhuna hitap eden,onu mutlu eden,kaftanlar,cepkenler,şalvarlar giyiyor,dışarı çıkarken de gene ferace ya da çarşafla örtünüyorlardı.Bu yüzdendir ki,ruhlarını her kadında az ya da çok var olan "beğenilme" konusunda tatmin ediyorlardı.



Bir de şimdiyi düşünelim. Özellikle de arkadaşlarıyla bir evde değil de ailesiyle kalan kızlarımız,okula ya da işe gidiyorlarsa,güzelliklerini saklayacak kıyafetler giyiyorlar gün boyu ve bunları da çıkarmıyorlar -ideali böyle en azından.Arkadaşlarla artık evlerde değil dışarıda buluşuluyor,eh yine kıyafetler dışarıya uygun.düğün-kına deseniz,onlar bile harem-selamlık değil ki artık.

Öte yandan,benim gözlemlediğim,haremlik organizasyonlar yapılsa da kızlar giyinmekten çekinir olmuşlar.dışardaki kıyafetlerinin içlerine de hem "ya çıkarmam gerekirse" düşüncesiyle ihtiyatlı davranmalarından,hem de öyle bir anlayış kalmamasından dolayı biraz da nasıl olsa üstü dışarda örtülü olacak düşüncesiyle salaş,özensiz kyafetler giyiliyor çoğunlukla.


Ben bu durumun yan etkilerinden birinin,dışarıda giyilen tesettürün zayıflaması olduğunu düşünüyorum.Çünkü kızlarımız içten gelen bu beğenilme duygusunu tatmin edecek ortam bulamıyorlar.Bu da nefsin direncini kırıyor,görüp de çok beğendiği kıyafeti giyinme arzusu tesettürün üstüne geçiyor.

İşte bununla savaşmak için,kızlarımız bence haremlik ortamlar oluşturmalı,nefsinin istediği kıyafeti giyerek kendini mutlu,nefsini teskin etmeli,bunun da faydasını dışardayken kıyafetlerini daha takvalı yaparak görmelidir.

(Bunu demekle abartmayı,kıyafete güzelliğe aşıyı düşkünlüğü onayladığımı düşünmeyiniz.elbette ki beğenilme ihtiyacının da bir sınırı olmalı.kişinin aklını ve vaktini çok işgal etmemeli.)

Hiç yorum yok:

Eşarp eleştirisi ve bir alternatif
Konuyu eşarpların rengine ve cafcafına yönelik açmıyorum.bu eleştiri bence anlamak isteyenlerin anlayacağı kadar yapıldı zaten.benim konuşmak istediğim eşarpların bağlanış stiline ve eşarbın neden tercih edildiğine dair.>>>

Hangisine benziyoruz ey Müslüman Türk kadınları!
"Kim hangi kavme benzemeye çalışırsa o da onlardandır"(Ebu Davud, libas 4; Ahmed N/50)
Bunlar 60'ların Hollywood yıldızları...Aşağıdaki fotoğraflarsa dünyanın çeşitli ülkelerindeki müslüman kadınlara ait.>>>

Haremlik Ortamların Yok Edilmesinin Zararı:Örtünmede Zaaf
eskiden kadınların kendi ev hayatları bir de dışarıda gittikleri ortamlar vardı.ancak dışarıdaki ortamları da genel düzen İslama göre düzenlendiğinden haremlikti.bir de şimdiyi düşünelim.>>>

Mehmet Şevket Eygi
Muhterem Cemal beye: “Kısa Açık Mektuplar” başlıklı yazımda “Saçlarını deve hörgücü gibi yapan’’ kadınlar hadisini zikr etmiştim.

Sizin ne payınız var?
Eğer annemiz büyük başörtüsü kullanırken,biz küçük kullanıyorsak,eğer biz önceden başörtümüzü omuzlarımıza salarken,şimdi boynumuzu sıkıyorsak;Bu gidişatta bizim de payımız var...